ÖZTAYLAN’DAN ÇERKEZ OLAYI HABERLERİNE YANITI SERT OLDU.

Öztaylan, basın mensuplarına hitaben yaptığı açıklamada, sağlık sorunları nedeniyle bir süredir kamuoyundan uzak kaldığını ve çıkan asılsız haberlerin kendisini üzdüğünü ifade etti. Ayrıca, ailesinde Çerkes kökenli birçok bireyin bulunduğunu vurgulayarak, iddiaların temelsiz olduğunu dile getirdi.

Öztaylan: ‘‘Değerli basın mensupları hepiniz hoşgeldiniz.. Aslında gelecek durumum yoktu. 4 gündür ne yaptığımı merak ediyorsunuz. Rahatsızlandığım için çalışmalara ara vermek durumunda kaldım. Çıkan asılsız haberler beni oldukça üzmüştür.

Benim annemin babası çerkes, sevgili Oya kardeşim çerkes, Barış kardeşim çerkes, damadımız Recep Şekerci çerkes. Çerkeslerde şöyle bir olay vardır.

Çerkesler iki kere sürgüne uğramıştır. Birisi Türkiye’ye göç etmeden önce birisi de göç
ettikten sonra. Bu anlattığım olay çerkeslerin göç ederken yaşamış olduğu bir olaydır. Bunu ben değil çerkes dostlarım anlatmıştır. Bizde bunun olup olmadığını çerkes anma gününde, Çerkes olan yeni rektörümüz Sayın Boz, Çerkes olan il başkanımız Mehmet Aydemir, çerkes olan Kabartaylar köyünden Ali Beygiret,
çerkes olan ziraatlı muhtarı tarafından konuşulurken Çerkes Ziraatlısı’nın muhtarı geldi dedi ki ben haramzade değilim dedi. Ali Beygiret’te ben haramzadelerdenim dedi.

Kulaktan duyma bilgilerle bu meseleyi yazan arkadaşımız aramızda dahi değil. Hem duyduğun konuyu yazıyorsun, hemde benim söylediklerimi duymuyorsun yazmıyorsun. Neden yazıldığını, kim
tarafından yazdırıldığını gayet net bir şekilde biliyoruz.

Orada Sevgili kardeşim Dursun Mirza da vardı. Dördümüzün arasında geçen mevzu bu.

Sürgünde gemiye binerler Çerkesler, Türkiye’ye gelirler gelirken bunu anlatan anne 90 yaşında. Çocuğunu göğsüne koyarak emzirir ancak çocuğu ölmüştür, babası ölmüştür, dedesi ölmüştür, annesi ölmüştür. Ölenlerin cesetlerini de gemide ceset tutulmaz diyerek Karadeniz’e atılmıştır. Ölüleri de Karadeniz’deki balıklar yemiştir. Ben bilmiyorum orada
söylenileni, ifade edileni söylüyorum. Ondan sonra kalan evlat anneye sorar: kardeşim öldü neden bırakmıyorsun, evladım annemi attık, kocamı attık, babamı attık kardeşinin bir toprağı olsun diye cevap verir ve çocuk Sinop Boyabat’a gömülür.

Bunu anekdot olarak bu çerkes anne, çeşitli vesilelerle anlatılır. Buda bir olay olarak bizim duymamız için nesillere neler çektiğini anlatılsın diye bir darbı meseldir.

Buradan Kayseri’ye gittik 20 yıl önce. Şu anda konuşulan olay 20 yıl öncesine dayanıyor. Kayseri Göksun’da tesadüfen bir eve misafir olduk. hasbelkader gelişen bir olay olduğu için orada bu davete icabet etmek durumunda kaldık. Misafir olduğumuz eve eli boş gitmek
olmaz.

Karşıyaka’da kahveci Hasan var o bana Ankara’ya giderken bir köpüğün içine balık
koymuştu aklıma o geldi, darbı meseli de unuttum onu götürdüm. Balığı vereceğim
sırada misafir olduğumuz evdeki teyzemizde “haram bu evladım, onlar benim evlatlarımı yedi ben yemem” dedi.

Çarptırılan Olay bundan ibaret bunu yayarak beni gündem yapan ve sadece 3 kuruşluk menfaat için bu yalan haberi çıkaranları da ben kınıyorum.” dedi.