Şimdi yükleniyor

Müsilaj Marmara Denizi’nde yeniden ortaya çıktı

Müsilaj Marmara Denizi’nde yeniden ortaya çıktı

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, Erdek Körfezi’nde müsilaj oluşumunun yeniden tespit edildiğini açıkladı.

Marmara Denizi’nde 2021 yılında büyük bir çevre sorunu olarak gündeme gelen müsilaj (deniz salyası), yeniden su altındaki ekosistemi tehdit ediyor. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesinden Prof. Dr. Mustafa Sarı, 23 Ekim 2024 tarihinde Erdek Körfezi’nde yapılan dalışlarda 10-24 metre arasında müsilaj tabakasının oluştuğunu belirtti.

Müsilajın nedenleri

Prof. Sarı’ya göre müsilaj, kirlilik nedeniyle artan azot ve fosforu kullanarak çoğalan tek hücreli alglerin salgıladığı sümüksü polisakkarit yapısının bir sonucu olarak deniz yüzeyinde birikiyor. Deniz yüzeyindeki sıcaklık artışları ve durağan deniz koşulları müsilaj oluşumunu hızlandırıyor. Marmara Denizi çevresinde yaşayan yaklaşık 25 milyon insanın atıklarının yalnızca %55’inin arıtıldığını vurgulayan Sarı, bu duruma tarımsal ve sanayi atıklarının kontrolsüz bir şekilde denize ulaşmasının da eklendiğini ifade etti.

Çözüm önerileri

Marmara Denizi Eylem Planı (MDEP) kapsamında 22 eylemden 14’ünün kirlilikle mücadeleyi hedeflediğini hatırlatan Prof. Dr. Sarı, ancak bu tedbirlerin yeterince uygulanmadığı için müsilajın yeniden Marmara Denizi’ni tehdit eder hale geldiğini belirtti. Prof. Sarı, müsilajın çevreye vereceği zararı azaltmak ve ekonomik kayıpları önlemek adına merkezi ve yerel yönetimlerin acilen harekete geçmesi gerektiğini vurguladı. Özellikle Nilüfer Çayı, Gönen Çayı ve Ergene Nehri gibi denize ulaşan su kaynaklarından kontrolsüz atık deşarjının durdurulması gerektiğini söyledi.

Müsilajı doğru tanıyalım

Prof. Sarı, kamuoyunda yanlış bilinen bazı detaylara da dikkat çekerek müsilajın canlı bir varlık olmadığını belirtti. Fitoplanktonların salgıladığı bu organik yapı, mikroorganizmalar için bir gelişme ortamı sunuyor. Müsilaj her mevsim oluşabilse de özellikle deniz suyu sıcaklıklarının yükseldiği dönemlerde daha yoğun bir şekilde gözlemleniyor.

Mert Sarıkaya / Onyedi Eylül Gazetesi

Yorum gönder