Kral Katili Güncesi Üçlemesi

Öncelikle benim bu kitapla tanışmam şöyle oldu; O sıralar durmaksızın Harry Potter okuyordum ancak ilk 5 kitabı çok kısa bir sürede bitirince evrenden ve yazarın anlatım dilinden sıkılmaya başlamıştım farklı tatlar arıyordum ve her insan gibi bu sorunum hakkında Google’a danıştım. Tabi bir sürü seçeneğim vardı listeye ufak bir göz attıktan sonra bu konuyu unuttum sonra bir gün mahallemdeki kırtasiyede kitaplara bakarken gözüme çok büyük bir kitap çarptı tabi genelde fantastik kitaplar hele hele kendi evrenin anlatan eserler kalın olur ama o zamana kadar hiç bu kadar kalın bir kitap okumamıştım ve abimin okumazsın alma ısrarlarına karşı o yıllarda değerli bir para olan 50 liraya kitabı aldım, Ve abim haklıydı okumuyordum yani bu kitaptan korkuyordum çok uzundu ve muhtemelen bitiremeyecektim sonra abime inat bir şekilde kitabı okumaya başladım ve 3 günde kitabı bitirdim daha doğrusu 3 gün sadece kitabı okudum yemek ve tuvalet ihtiyaçlarım dışında sabah başlayıp gece geç saatlere kadar kitabı okuyordum ve 2.günün gecesinde bu kitap hakkında rüyalar görmeye başladım işte öyle bir kitaptı Rüzgarın Adı. Bu sene kitabı tekrar okudum ve ilk okumamdan yaklaşık 6 sene sonra şu olgunun doğruluğunu teyit edebilirim ki bir kitabı okuduğunuz her sene kitaptan farklı bir anlam çıkarabilirsiniz. Şimdi biraz kitap ve kendi öğrencilik hayatımdan yola çıkarak bu kitabın bana nasıl yol gösterdiğini anlatabilirim.
Kitap bir handa başlıyor genç görünüşüne rağmen yaşlı bir ruha sahip gibi görünen han sahibi Kotenin evrenin en ünlü büyücüsü Kvothe olduğu ortaya çıkıyor ve kote nasıl ailesinin liderlik ettiği bir sirk grubu olan Edema ruhlarının gittiği her yerde dehşet saçıp cinayetler işleyen kendileri hakkında konuşan ya da gören herkesi katleden Chandrianlılar Tarafından katledildiğini ve kendi hikayesini anlatmaya başlıyor. Kvothe ailesinin katledilmesiyle birlikte bir yetim olarak sokaklarda dilencilik yaparak hayatını geçiriyor. Şans eseri dinlediği hikayeden duyduğu simyacılık Akademi ve kendisi de küçükken simya eğitimi almış kvothe ailesini öldüren chandrianlılar hakkında daha fazla bilgi almak ve ailesinin intikamını almak için bu akademiye gitmesi gerektiğini anlıyor. Tabi cebinde 5 kuruşu olmayan kvothe için akademi bir tık lüks kaçıyor sonuçta kendisi çatılarda uyuyan bir dilenci ve sanırım okumak her evrende pahalı bir şey olmalı ki kvothe bu akademi serüveninde çatılarda uyuyor dersten sonra işte çalışıyor ve tefecilerden kanı karşılığında borç alıyor(Büyücülüğün olduğu bir dünya da insanın kendi kanını vermesi intihar gibi bir şey tabii) ama bunların hiç biri kvotheyi yıldırmıyor akademiyi bırakmasına neden olmuyor işte bu beni üniversitede ailemden uzakta ve sınırlı bir parayla yaşarken büyük destekçim oldu çünkü o zamanlar paranın hayattan keyif almak için gerekli birini öncelik olduğunu ve yaşama sevincimi git gide kaybediyordum sonra geçmişten bir yardım eli bana uzandı ve kvothe bana hayatta paranın tek eğlence kaynağı olmadığını ve bir insanın hedefleri uğruna neleri göze alabiliceğini tekrar göstermiş oldu. Tabi kitap sadece bununla bitmiyor 2 kitap arasında gözlerinizin önünde dilenci bir yetim çocuğun nasıl efsane bir simyacıya ve maceracıya dönüştüğünü görüyorsunuz.
Son olarak hazır finallerde bitmişken eğer şöyle 1 haftanızı bir kitaba gömmek isterseniz bu iki kitap sizin için önerim olacaktır böylelikle sizde 3.kitabı sabırsızlıkla bekleyen biz hayranlardan olursunuz.
Okuduğunuz için teşekkürler.
Yusuf Güleoğlu / Onyedi Eylül Gazetesi
Yorum gönder